25 Şubat 2014 Salı

25 Şubat: YAPRAK DÖKÜMÜ

25 Şubat
Neyi çok istersen en uzak olan o olur hep, onunla sınanır sabrın. Ne hikmettir ki vazgeçtiğinde istediğin oluyor. Öylesi daha zor bir sınav olarak hayat her türlü canına okuyor. Peşinde koştuğun hayalin sen vazgeçtiğinde oluyor. Umudun bittiği yerde başlayan şeyler iyi hissettirmiyor bazen. Vazgeçtin sen. Başka bir yoldasın şimdi. Geri de dönemiyorsun pişmanlığınla, küfrünle kalıyorsun. KÖZ OLMUŞSUN, KÜL OLAMIYORSUN. Hafifledikçe acın harlanıyorsun. Kime kolay ki hayat, sana kolay olsun? ''Yaşa ki neler göresin'' derdi annem. Ben bir şeyler düşünmekten, istemekten argınım. Üzülmüyorum bile artık başıma gelenlere ''Kabul'' diyorum. Hayatın altın tepsiyle ikramları sevdiklerimin olsun. Ben huzur istiyorum!







22 Şubat 2014 Cumartesi

22 Şubat

22 Şubat Cuma ertesi, bizde ölüm ertesi. Dünle bugün arası insanın ne çabuk unutabileceğini izledim. İnsanoğlu ne tuhaf. Bir kötülük görse unutmaz onu. Sevgilisinden ayrılır unutmaz. Bir de demez mi ''Seni unutamam, sensiz yaşayamam!'' Verin onun sevdiğini de yaşasın hadi. Kimse kimseye kötülük yapmasın yok mu ölüm o zaman? Hepiniz unuttunuz dünü. Tahta bir tabut, içinde cansız beden, sıcağı sıcağına tüm günahlar, yasaklar geldi aklına. Bir son vermeliydiniz dün, bugün ne oldu? Dünde kaldı. ''Hiçbirimiz masum değiliz'' şarkısı geliyor aklıma. Hazırlıksız yakalayacak bizi ecel. Allah'ım bizi yaptıklarımızla değil merhametinle yargıla. Sen affedicisin, affı da seversin. Bizleri de affeyle.

.







21 Şubat 2014 Cuma

21 Şubat

Sabahı tartışmalı (kahvaltıda çay yüzünden), öğleni çocuk sesli, akşamı hoş sohbetli, gecesi ölümlü bir 21 Şubat bugün. Öğle akşam arası, pazardan eve dönüş sırasında bir adam kıl payı kazadan kurtulur. 9-9,30 civarı balkona çıktım mavinin en acı tonu yanıp sönüyordu. Bir komşumuz var sinir hastası o bayıldı sandım yine. Pencereye koştum, iki ambulans kapı önünde. İçeri girip bizimkilere söyledim. Babam da koşup baktı aceleyle. Yukarı çıkıp ''Mehmet Abi ölmüş'' dedi. Hepimiz telaşlı korkulu baktık tekrar sokağa. Kalabalık, bayılan, rahmetli olan, sonra ambulanslar gitti. Cenaze Nakil Aracı, iki tabut var içinde. Rahmetli olan adamı kucaklarında indirip tabuta koydular, sonra araca...Bu kadar yakın dedim ölüm. Bir pencere kadar. Bir duvar var ölen adamla aramızda. Bir tarafı hayat bir tarafı sondu bugün. Tek başına ölmüş. Oğlu ağrı kesici almak için çıkınca babasının yanına artık olmayacağını anlamış. Gecenin 2,30'u saat. O adam yok artık. Kıl payı kazadan kurtulan adam saatler sonra kaçamadı işte. Ecel bu! O siyah araba gibi kornaya basıp uyarmıyor, durmuyor. (Allah Rahmet Eylesin)

15 Şubat 2014 Cumartesi

NEFES ALMAK İSTİYORUM!


Kaçıp bu dünyadan her şeyi unutmak istiyorum.
İmkansız olanı istiyorum.
Dursun zaman!
Ağır çekimde, sessiz tüm kainatı dolaşmak, bir bulut üzerinde uyumak istiyorum.
Yıldızları sayıp bittiğinde güneşe dokunmak istiyorum.
Bütün ışıkları tek tek söndürüp ayın üzerinden karanlık dünyaya atlamak istiyorum.
Bir okyanusa düşüp su üzerinde yürümek istiyorum.
Karanlık dünyadan ayı seyretmek, bir mum yakmak istiyorum.
Işıklar yansın ayı gölgede bıraksın istiyorum.
Bir sigara içip zaman devam etsin istiyorum.
İmkansızı istiyorum.
İmkansızımı istiyorum!