9 Nisan 2015 Perşembe

KENDİNDEN AZ SEVDİĞİMİ DÜŞÜNÜYOR OLAMAZDI!

'Anlıyor musun?' derdi her konuşmanın sonunda. Bu soruyu gerektiren konuydu ayrılık!
Kendi anlamıyordu aslında. Nasıl anlıyorsun sorusuna cevap ararken sadece Anlıyor musun diyordu. Bunu anlamıyor, hissediyordum.
Ayrı kalmayı ben nasıl anlayabilirdim?
Kendinden az sevdiğimi düşünüyor olamazdı.
Biz başka bir şeyler yaşadık. Adı olmayan. İkimizin tek gerçeği.
Dalıydık birbirimizin.
Hadi gücümüzü sınayalım diyerek tutu
nduk. Ne kadar dayanırsan o kadar zor o dalı bırakması.
Uzun kaldık, fazla direndik.
Direnirken birbirimizi tanıdık.
Arada parmaklarımızın sızlamasından başka bir sorun yoktu. Güzel gidiyordu her şey. Dalı değil miydik birbirimizin? İstesek de, dayansak da biz sadece yürek yetmiyor işte. Orada kalmak yerine ağaca çıkmalı ya da beraber bırakmalıydık. Seneler habersiz böyle geçerken gözlerimiz dolmaya başladı. Ağırlığımızı kaldıramayan bir ağaç bizi, bu muhabbeti sonlandırıyordu. Ve biz hala devam ediyorduk birbirimizi tanımaya...
Ah, şimdi nerede?
Kapanmayan yaralar bıraktık birbirimizde. Hatıra birkaç sıyrık...